ANARŞİZME DOĞRU
ERRICO
MALATESTA
(1930'lar)
Kendimize devrimci
dediğimiz
için, Anarşizm'in
--varolan her şeye şiddetle sald&ıran ve tüm kurumları yenileriyle
değiştiren bir ayaklanmanın yakın sonucu olarak-- tek bir darbeyle
geleceği yaygın bir görüştür. Ve doğruyu söylemek
gerekirse, aramızda devrimi bu
şekilde algılayan bazı yoldaşlarımız da yok değil.
Bu önyargı, birçok dürüst karşıtımızın
Anarşizm'in neden
imkansız bir şey olduğuna inandıklarını açıklar; ve bu, keza,
halkın bugünkü ahlaki durumundan rahatsızlık duyan ve
Anarşizm'in yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini gören bazı
yoldaşlarımızın, neden kendilerini hayatın gerçekliklerine
karşı körleştiren aşırı bir dogmatizm ile kendilerine Anarşist
olduklarını ve Anarşizm için mücadele etmeleri gerektiğini
unutturan bir oportünizm arasında gidip geldiğini de
açıklar.
Eğer bir hükümetin yerine bir diğerini geçirmek, yani
kendi arzularımızı ötekilere dayatmak istiyor olsaydık, o zaman şu
gerçek zalimlere karşı direnmek için gerekli maddi
kuvvetleri birleştirmek ve
kendimizi onların yerine geçirmek yeterli olurdu.
Ancak bizler bunu istemiyoruz; bizler, özgür ve
gönüllü anlaşmaya dayanan bir toplum olan Anarşizm'i
istiyoruz --hiç kimsenin kendi arzularını bir başkasına
dayatamayacağı, ve herkesin istediği şekilde ve tüm insanlarla
birlikte gönüllü bir şekilde komünitenin [community, cemaat, topluluk] genel
refahına katkıda bulunacağı bir toplum. Ancak bu nedenle, her insanın
sadece komuta edilmeyi değil, komuta
etmemeyi de istediği zamana dek, Anarşizm kesin ve nihai olarak zafer
kazanmış olmayacak; keza, insanlar dayanışmanın avantajını
anlayana, şiddet ve dayatmanın [imposition]
artık izlerinin kalmadığı bir toplumsal yaşam planını nasıl
örgütleyeceklerini öğrenene kadar, Anarşizm başarılı
olmuş sayılamaz.
İnsanın vicdanı, kararlılığı ve yapabilecekleri [capacity] sürekli
geliştikçe; yeni çevresinin yavaş yavaş değişiminde,
arzuların --şekillenmesi ile buyurganlaşması
ölçüsünde-- gerçekleşmesinde kendisini
ifade
etmenin yollarını buldukça, Anarşizm de gelişecek ve kendisini
ifade
etme yollarını bulacaktır; Anarşizm ancak yavaş yavaş ortaya
çıkabilir --yavaşça, ancak hiç şüphesiz ki
yoğunluğu ve yayılması büyüyerek.
Bu nedenle, mesele Anarşizm'in bugün, yarın veya gelecek on
yüzyıl içinde başarılıp başarılamayacağı meselesi değildir;
bizlerin
bugün, yarın ve daima Anarşizm'e doğru
yürümemiz meselesidir.
Anarşizm, insanın insan tarafından sömürüsünün
ve tahakküm altına alınmasının ortadan kaldırılması, yani
özel mülkiyet ve hükümetin ortadan kaldırılmasıdır;
Anarşizm, sefaletin, hurafelerin ve nefretin yok edilmesidir. Bu
nedenle,
özel mülkiyete ve hükümetin kurumlarına indirilen
her darbe, insanın vicdanındaki her kabarma, mevcut koşullarının her
türlü şekilde aksatılması, maskesi
düşürülen her yalan, otoritelerin kontrolünden
kurtarılan her insan faaliyeti, dayanışma ve
inisiyatifin her çoğalışı, Anarşizm'e doğru atılan bir adımdır.
Buradaki sorun, idealin gerçekten de
gerçekleşmesine giden yolun nasıl seçileceğini bilmekte,
ve
gerçek ilerleme ile ikiyüzlü reformları birbirine
karıştırmamakta yatmaktadır. Çünkü, bu sahte
reformlar, derhal
iyileştirmeler sağlamak bahanesiyle kitlelerin
dikkatini otorite ve kapitalizme karşı olan mücadeleden
uzaklaştırır;
onların eylemlerini sakatlamaya hizmet eder ve umutlarını
sömürücülerle hükümetlerin
iyilikseverliği sayesinde elde edilebilecek
şeylere bağlamalarına neden olur. Sorun, sahip olduğumuz az
miktardaki gücü --ki en ekonomik şekilde kullanırsak bununla
hedefimize daha çok prestij kazandırabiliriz-- nasıl
kullanacağımızı bilmekte yatmaktadır.
Dünyadaki her ülkede, kaba kuvvet kullanarak kendi yasalarını
herkese dayatan bir hükümet vardır; herkesi
sömürüye ve --ister hoşlansınlar, isterse
hoşlanmasınlar-- varolan kurumların sürdürülmesine tabi
kılarlar. Azınlık gruplarının kendi fikirlerini
gerçekleştirmesini yasaklar; ve, genel olarak toplumsal
örgütlenmelerin, kamuoyu görüşünün
değişmesine göre ve onun değişmesiyle birlikte, kendilerini
değiştirmelerini engeller. Evrimin normal barışçı gidişatı [course, ilerleyiş] şiddetle
durdurulur, ve bu nedenle, bu ilerleyişin yolunu yeniden açmak
için şiddet gereklidir. İşte bu nedenle biz bugün şiddet
içeren bir devrim istiyoruz; ve --insan kendi doğal arzularına
zıt olan şeylerin dayatılmasına maruz kaldığı müddetçe de--
bunu daima istemeliyiz. Hükümetten kaynaklanan şiddeti
ortadan kaldırırsanız, bizimkinin varolması için hiçbir
neden
kalmaz.
Henüz hüküm sürmekte olan hükümeti
deviremiyoruz; belki yarın da mevcut hükümetin
yıkıntılarından
bir başka benzerinin ortaya çıkmasını engelleyemeyeceğiz. Ancak,
bu,
ne bugün ne de yarın her türden otoriteye karşı
--mümkün olduğunda onun yasaalarına tabi
olmayı reddederek ve onun kuvvetine karşı karşı sürekli kuvvet
kullanarak-- direnmekten bizi alıkoyabilir.
Ne türden olursa olsun otoritenin her zayıflaması, elde edilen her
hürriyet, Anarşizm'e doğru bir ilerlemedir; o her zaman
fethedilmelidir --karşı taraftan rica edilmemelidir; daima
mücadelede bize daha fazla kuvvet vermeye hizmet etmelidir; daima
devleti, asla barış yapmamız gereken bir düşman olarak
görmemizi sağlamalıdır; bize daima hükümetin
ürettiği kötülüklerdeki azalmanın, onun yetki [attribution, yapma salahiyeti] ve
iktidarındaki azalmadan kaynaklandığını, ve sonuçta ortaya
çıkacak şartların yönetenlerce değil yönetilenlerce
belirlenmesi gerektiğini hatırlatmalıdır.
Hükümet deyince, bununla, yasalar yapma hakkına sahip olan ve
bu yasaları
onları istemeyenlere dayatan devlet, ülke, komünite veya
birlik [association]
içerisindeki herhangi bir kişiyi veya kişilerden oluşan herhangi
bir grubu kastediyoruz.
Henüz özel mülkiyeti ortadan kaldıramıyoruz;
özgürce çalışmak için gerekli olan üretim
araçlarını düzenleyemiyoruz; belki de bir sonraki isyankar
harekette böyle yapmamız gerekmeyecek. Ancak, bu, şimdi veya
gelecekte, kapitalizme ve diğer despotluk biçimlerine karşı
hiç
durmaksızın direnmekten bizi alıkoymamalıdır. Ne kadar
küçük olursa olsun, işçiler tarafından
sömürücülerine karşı elde edilen her zafer,
kârlardaki her
düşüş, bireysel mülk sahiplerinden alınan ve herkesin
kullanımına sunulan her refah kırıntısı, bir ierlemedir --Anarşizm'e
doğru ileri atılmış bir adımdır. Bu, daima, işçilerin
taleplerini
genişletmeye ve mücadeleyi yoğunlaştırmaya hizmet etmelidir;
daima, minnettar olmamız gereken bir taviz olarak değil, düşman
karşısında kazanılmış bir zafer olarak kabul edilmelidir; daima,
mümkün olur olmaz, hükümet tarafından korunan
özel mülk sahiplerinin işçilerden çalmış
oldukları araçları kuvvet kullanarak alma kararlığımızda sebatlı
olmalıyız.
Kuvvet [kullanma] hakkı ortadan kalktığında, üretim
araçları üretmek isteyenlerin yönetimi altında
olduğunda, sonuç barışçıl bir evrimin meyvesi olmalıdır.
Anarşizm, onu isteyen ve onu sadece anarşist olmayanların işbirliği
olmadan elde edebilecekleri şeyler için isteyen bir azınlık
için olamaz, eğer böyle olsaydı ortaya da çıkamazdı.
Bu demek değildir ki Anarşizm ideali [ülküsü]
çok az veyahut da hiç ilerleme gösterecektir;
fikirleri giderek daha çok
insana ve daha çok şeye sirayet edecektir, ta ki tüm
insanlığı ve yaşamın tüm ifade şekillerini [manifastation] kucaklayana değin.
Hükümeti ve gücüyle savunduğu tüm mevcut
tehlikeli kurumları devirmişken, herkes için tam
özgürlüğünü ve bununla birlikte aksi takdirde
hürriyetin bir yalandan başka bir şey olmayacağı emeği
düzenlemenin araçlarını fethetmişken, ve keza bu noktaya
ulaşmak için mücadele ederken, bizler yavaş yavaş yeniden
inşa edeceğimiz şeyleri yıkmak niyetinde değiliz.
Örneğin, gıda arzını sağlayan fonksiyonlar vardır
bugünün toplumunda. Bu, kötü, kaotik bir şekilde,
enerji ve maddenin büyük bir israfıyla, ve kapitalistlerin
çıkarları doğrultusunda yapılmaktadır; ancak, buna rağmen, şu
veya bu şekilde beslenmeliyiz. Daha iyisini ve daha adilini yerine
koyamadıkça, gıda üretimi ve dağıtımı sisteminin
düzenini bozmayı istemek saçmalık olacaktır.
Posta hizmetleri vardır. Yapacak binlerce eleştirimiz var, ancak bu
arada mektuplarımızı göndermek için onu kullanırız, ve onu
düzeltene veya yerine başka bir şey koyana kadar tüm
kusurlarıyla
onu kullanmaya devam etmek mecburiyetindeyiz.
Okullar var, ne kadar da kötü çalışıyorlar. Ancak
bundan ötürü çocuklarımızın --okuma-yazmayı
öğrenmelerine karşı çıkarak-- cahil kalmalarına izin
veremeyiz.
Bu arada, herkes için yeterli olacak model okullar sistemini
örgütleyebileceğimiz bir zamanı bekliyor ve bunun için
mücadele ediyoruz.
Bunlardan görebiliriz ki, Anarşizm'e ulaşmak için, bir
devrimi yapmak için maddi kuvvet yegane gerekli şey değildir;
üretimin farklı dallarına göre gruplaşmış işçilerin,
kendi toplumsal yaşamlarının doğru dürüst
işlemesini sağlayacak bir konuma --kapitalistlerin veya
hükümetlerin yardımı
olmadan, onlara ihtiyaç kalmadan-- gelmeleri hayatidir.
Ve, Anarşist idealllerin, "bilimsel sosyalistler"in iddia ettiklerinin
aksine, bilimin kanıtladığı evrim yasalarıyla çelişmekten
uzak olduğunu da görüyoruz; bu yasalarla mükemmel uyumlu
olan bir anlayıştır[conception,
düşünce, görüş]; bunlar, araştırma alanından
alınarak toplumsal gerçekleşim [realization,
farkındalık] alanına çıkarılan deneysel bir sistemdir.
Çeviri:
Anarşist
Bakış
Kaynak: "Towards Anarchism".
Anarşist
Yazın Ana Sayfa --->