TAHAKKÜM VE SAVAŞ KARŞITI BÜLTEN / 1
 

15 Ekim 2001


Savaş Nedir?

Savaş devletlerin ya da iktidar mücadelesi veren her türlü organizasyonun, özel ya da kamusal mülkiyeti, din otoritesini, milli birliği, ulusal ya da uluslararası ekonomik dengeleri korumak; saf ırk yaratmak ya da başka bir ırkı ortadan kaldırmak; kendi ideolojisinin egemenliğini kurmak amacıyla, tüm bunlara dayalı politikalar üreterek giriştikleri silahlı eylemler bütünüdür. Bu bütüne savaşa meşruluk kazandırmak için cinsiyetçi, militarist ve şiddeti içselleştiren bir toplum yaratma çabası da dahildir.

Savaş Başladı

Pentagon ve ikiz kulelere yapılan saldırının failleri henüz bilinmemesine rağmen, günlerdir kamuoyunu yönlendiren güçler, ABD'nin misilleme yapma hakkını meşrulaştırmaya çalışıyor. Amerika, elinde birtakım kanıtlar olduğunu ve bu kanıtları gerekli gördüğü devletlerin yetkililerine ilettiğini açıkladı. Aynı günlerde Amerika'dan aldıkları para yardımından sonra Rusya ve Pakistan eldeki kanıtların yeterliliğine ikna oldu. Bunların kesin kanıt olmadığını, yalnızca failleri itham etmeye yönelik ipuçları olduğunu zaten Amerika da kabul ediyor. Kısacası Amerika, bazı ipuçlarından hareket ederek misilleme yapacağım diye, yirmibeş milyon nüfuslu bir ülkeye karşı saldırı başlatmış durumda. Bu saldırıya karşı en iyi korunan güçler ise, Amerika'nın peşinde olduğu Taliban ve Bin Laden güçleridir. Savaş kadar tehditkar ve yok edici araçlarla ileri sürülen talepler, yalnızca orduları ve askeri güçleri tehdit etmekle kabul ettirilemez. Bütün bir halkın yaşamı tehdit edilmedikçe politikanın savaşla sürdürülen süreci başarıya ulaşamaz. Dolayısıyla, savaş, öncelikle "sivil ve masumların" hayatını tehdit eder. O nedenle, sivil hedeflerin vurulmayacağı iddiası kocaman bir yalandır. Hele de sözkonusu ülke Afganistan ise bu hiç mümkün değil. Orada silah, yaşam araçlarının öylesine vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiş ki, silahsız yaşamak neredeyse imkansızdır. Eğer sorun silah taşımaksa Afganistan'da sivil hiçbir hedef yok. Taliban rejiminin çağdışı olduğunu ve ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Ecevit ve Bush, bütün Afganistan halkını silahtan arındırarak çağdaş bir rejime nasıl kavuşturacaklar? Hem de sivil halka zarar vermeden! Bunlar birer püsküllü yalan. Amerika ve müttefikleri, hangarlar dolusu bomba ve cephane kullandıktan sonra, ayakta duramayacak kadar yaşlı bir adamı çağdaş bir yönetimin temsilcisi olarak atayacak ve bunu da meşru bir müdahale diye dünyaya dayatacaktır. Başta Taleban olmak üzere Afganistan'da hiçbir yönetim meşru değildir. Ne Kuzey İttifakı ne Güney İttifakı ne de Batı İttifakı.

Savaş, Terörün Meşrulaştırılmış Halidir

Bütün devletler yaratmak istedikleri savaşın --legal veya illegal yöntemlerle-- zeminini hazırlamak zorundadır. Kuveyt savaşı esnasında bir Kuveyt hastanesini basan Iraklı askerler, erken doğmuş Kuveyt'li bebekleri kuvözlerinden fırlatıp atmış, ihtiyaçları olduğu gerekçesiyle kuvözlere el koymuşlardır. Bu hikayede kamuoyunu ikna etmek için eksik olan tanık da bir süre sonra yaratılır. Neyyire adlı kız bütün dünyanın yüreğine işleyen açıklamalarda bulunur. Savaş binlerce ölüyle sona erip "zafer" e ulaşıldığında Neyyire'nin, Kuveyt ABD Büyük Elçisinin kızı olduğu gerçeğinin artık hiçbir önemi kalmamıştır. Devlet insanların duyarlılıklarının en yoğun olduğu kavramlarla oynayan masallar uydurup, ABD ve dünya kamuoynun desteğini arkasına almayı hedeflemiştir. Tüm savaşlar buna benzer yöntemlerle devletler tarafından meşrulaştırılır. Devlet başkanları savaş çığırtkanlığı yapmış ve bu korkunç masalların içine halkı da çekmiştir. Çünkü istenen kamuoyu denilen bu edilgen topluma "evet" dedirtmektir. Bugün de olan şey, "teröre karşı savaş" bahanesiyle yola çıkanların, kendi terörlerini dünya halklarından gizleme savaşıdır.

Gözü Kör Olmayanlar

Onlar ülkelerinin tüm dünyaya yaşattığı acıların farkında olan ya da Eylül'den sonra nedenler üzerine düşünen insanlar. Onlar aynı zamanda arkadaşlarını, dostlarını, akrabalarını saldırıda kaybeden insanlar. Onlar "göze göz" diyene "göze göz diyenin gözü kör olur" diyen, gören insanlar. Savaş çığlıklarına dünyanın her yerinden "hayır" sesleri yükseliyor. Bu seslerin en gür çıktığı yerlerden biri de ABD. Onbinlerce insan ülkelerinden yükselen savaşa ve ırkçılığa dur diyebilmek için sokaklara çıktılar.

New york... Washington... Chiago... Philadellphia... San Francisco... Minneapolis... Berkeley... Denver... Texas... Missouri... Seattle... Houston... Los Angeles... Hayward... Oakland... Portland

"Nasıl tepki göstermek gerektiğine gelince yapabileceğimiz bir şey var. İçine düştüğümüz dehşeti ifade edebiliriz, bu cinayete neyin yol açmış olabileceğini anlamaya çalışabiliriz. Bu, benzer işlere kalkışabilecek olanların zihinlerinden neyin geçtiğini anlamamıza yardımcı olur"
Noam Chomsky

Tüm Savaşlara Karşıyız

Çünkü;

* Tahakküm ilişkilerinin ve şiddetin içselleştirilmesinin karşısındayız,
* Hiyerarşik yaşamın karşısındayız,
* Herhangi bir amaç uğruna ölmenin, öldürmenin ya da bunların eğitimini almanın karşısındayız,
* Silah üretiminin, pazarlarının yaratılmasının ve transferinin karşısındayız,
* Doğanın tahribatının ve ekolojik dengenin bozulmasının karşısındayız,
* Bir dinin, milliyetin, ırkın, cinsiyetin ya da sınıfın egemenliğinin karşısındayız, insanın ve diğer canlıların birer nesne olarak kullanılmasının karşısındayız,
* Yaşamın tektipleştirilmesinin karşısındayız.

Bir tek kurşun atılmasa bile, silahların ve yukarıda saydığımız tüm nedenlerin sürekli olarak yeniden üretimini ve karşılıklı olarak kendi büyümesini de sağlayan mekanizmaların varlığının korunması barış hali değil, yine savaş halidir. Barış tahakkümsüz ve silahsız yaşamla olanaklıdır.

Tahakküm ve Savaş Karşıtları İnisiyatifi

Savaşa hayır sloganının artık tek başına bir şey ifade etmediğini biliyoruz. Hemen her kesimden insanların kolaylıkla dile getirdiği bu slogan, savaş karşıtlığından çok savaşı tasnif eden ve kategorilere indirgeyen bir mantık içeriyor. Amacımız savaşın ve tahakkümün her biçimine karşı çıkmaktır. Biz biraraya gelerek Tahakküm ve Savaş Karşıtları İnisiyatifi'ni oluşturduk. Bizi biraraya getiren prensipleri şu şekilde sıralayabiliriz.

1) Bütün savaşlara karşıyız: kirli-temiz, haklı-haksız savaş ayrımımız yok,
2) Savaş kadar, şiddetin temel bir araç olarak kullanıldığı teröre de karşıyız
3) Taraf olduklarımızı veya mağdurları ifade ederken masum-suçlu, sivil-asker, kadın-erkek, çocuk-yaşlı gibi kimlikler üzerinden propoganda yapmayı doğru bulmuyoruz
4) İnsansız teknoloji ve profesyonel orduların varlığı düşünüldüğünde antimilitarist ve total retçi tavrı anlamlı buluyor ve öneriyoruz
5) Her türlü tahakküme, hiyerarşiye, otoriteye, cinsel, sınıfsal, etnik ve kültürel ayrımcılığa karşıyız. Bireysel sorumluluğu esas alan ve etkinlik üzerinden gönüllü olarak biraraya gelençalışma gruplarından oluşan Tahakküm ve Savaş Karşıtları İnisiyatifi desantralize bir birliktir. Amacımız; çeşitli etkinliklerde bulunmak ve sesimizi başkalarına da duyurmaktır.

tahakküm ve savaş karşıtları inisiyatifi
EKİM 2001

[email protected]

DİREN, REDDET, HAYIR DE!


Kaynak: Savaş Karşıtları Sitesi
MİLİTARİZM Ana Sayfa ---> 
1