HACI AHMET KAYHAN HAKKINDA

ÖZET BİLGİ


1898 yılında, Malatya’nın Pötürge ilçesi Aktarla köyünde dünyaya geldi. Âl-i İsmail oğullarından olup, babasının ismi Ali idi. Çok genç yaştan itibaren Hacı Ahmet Kaya Efendi'den ders gördü. Daha sonra mürşidinin tavsiyesiyle Musa Kâzım Efendi ile tanışıp ondan da istifade etti. 1936 yılında Ankara'ya gelerek buraya yerleşmiş, ömrünün kalan kısmını burada geçirmiştir. Hacı Ahmet Kaya 1944'te Hak'ka yürüyene kadar onunla sürekli irtibat halinde olmuştur. Zamanın evliyasıdır. Bir insan-ı kâmil, yani mükemmel insandır. 3 Ağustos 1998’de, yatsı ezanı okunurken ten giysisinden sıyrılmıştır.

Hacı Ahmet Kayhan, kendisi için: “Ben tasavvuf öğretmeniyim” diyordu. İnsanlara üç şey öğretti: Sevgi, Ahlak, Edep. Temel dayanakları, Kuranı Kerim ve Hz. Muhammed’in hadisleri idi. “Kuranı Azimüşşan, sadece Müslümanlar için inmemiştir, kâinatın kitabıdır,” diyordu. Gelene gidene, “Biz Hz. Muhammed ile Allah’ı tanıdık, onu bırakmayın,” diyordu. Evi, bir insanlık okulu, bir “irfan okulu” idi.

Diyordu ki: “İbadeti çok severim. Halkı çok severim. Fakirleri çok severim.” Sevgisi bütün insanlığı, bütün canlıları ve tüm evreni kapsıyordu. “Bizimle merhabası olan, güneş gibi olmalı,” derdi: “Memlekete, millete, insanlığa faydalı olun. Hayvanata, nebavata. Bir karıncaya kadar.”

Tasavvuf’un tamamı, edeptir. Hacı Ahmet Efendi, en üstün edebe sahipti. İnsan değil, insanüstüydü. Tepeden tırnağa "Muhammediyet"e bürünmüştü. Yani, "İslam artı Tasavvuf"un kişileşmiş haliydi. Diyordu ki: "Biz, hiçiz." "Büyüklerin büyüğü, Allah." Kim olursa olsun, görüştüğü kimseyi incitmemek için onu adeta pamuk eldivenlerle tutardı. Son derece yumuşak, sâkin ve acelesiz konuşurdu. Buna karşılık herkes te onu sever, sahiplenmeye çalışırdı.

Diyordu ki: “Herkesin derdine üzülürüm, derdine derman olmak isterim.” Herkesin her müşkülünü çözmeye çalışıyordu. Tam Muhammedi bir ahlâkla ahlâklanmıştı. Şefkatte güneş gibi, cömertlikte su gibi, alçakgönüllülükte toprak gibi, ayıpları örtücülükte gece gibi idi. Son ana kadar insanlara ve bütün insanlığa hizmet etti.



25.08.1966 tarihinde Hacı Ahmet Efendi, tasavvuf yolunu şöyle özetlemiştir:

* Bizim yolumuz, zahir, batın, Hakikati Muhammedi'dir.

1. Yolumuz Kuran'ı, sünneti harfiyen takip etmek, Cenabı Hak'kı bir bilmektir.

2. Hazreti Muhammed'in Sünnet-i Seniye'sinden, yani yolundan ayrılmamak,
onu son ve hakikat, en üst ve son Nebi bilmektir.

* Dört Halife ile 12 İmam'ın yolundan ayrılmamak, hepsine sevgiyle bağlanmak,
onların yolundan ayrılmamak, onları çok sevmektir.

* Bu iki yolu sıkıca takip etmek gerekir. Yetişmek için bütün ilim, bu iki noktada birleşmektedir.



Allah hepimizi, onun hayır duasına nail olanlardan eylesin.

(16.7.2020)