LEONARDO DA VİNCİ

İtalyan ressamı (Vinci, Empoli yakınları, 1452-Clos-Luce, Amboise yakınları, Fransa 1519),

Bir noterle köylü bir kadının evlilikdışı oğlu olan Leonardo da Vinci, babası tarafından Verrocchio'nun atölyesine yerleştirildi (1469); buraya Perugino, özellikle de Botticelli'yle dostluk kurdu, genel konularda bilgisini arttırdı, 1472'de Floransa'daki usta ressamlar arasında yerini aldı. Bu tarihlerde gerçekleştirmiş olduğu yapıtlar kaybolmuştur; günümüzde Floransa'daki Uffizi Müzesi'nde yer alan Tebşir (1472'ye doğru) ve Kahin Kralların Tapınması'nın (1481'e doğru) bu dönemden kaldığı sanılır. 1482'de Leonardo da Vinci Milano'ya giderek dük Ludovico Sforza'nın hizmetine girdi ve güvenini kazandı.

Değişik alanlardaki ustalığını, "teknisyen"lik ve sanatçılık gibi yeteneklerini kabul ettiren Leonardo, yalnızca resmi şenliklerin düzenleyicisi olarak kalmadı, kanallar, kiliseler, saraylar, su tesisatları projeleri hazırladı, ressamlık ve heykelciliğini sürdürdü, bu arada Kayalıklar Bakiresi'ni (1488'e doğru), Santa Maria delle Grazie Manastırı için ünlü Son Akşam Yemeği (Cena) freskini yaptı, Francesco Sforza'nın atlı heykelini gerçekleştirdi (yapıt XVI.yy'da kaybolmuştur).


CESARE BORGİA'DAN FRANÇOİS I'E

1499'da Fransızlar Milano'ya girerek Ludovico Sforza'yı hapse atınca Leonardo da Vinci Mantova, Venedik, Floransa'ya (1501) gitti, daha sonra askeri mühendis olarak Cesare Borgia'nın hizmetine girdi. 1503'te Floransa'ya dönerek key salonunun süsleme işlerini üstlendi. Bu amaçla Anghiari Savaşı adlı çalışmasına başladı, ama sonunu getiremedi; aynı zamanda baş yapıtı olan Mona Lisa'ya (Gioconda) başlamıştı (1505). d'Amboise'ın çağrısıyla Milano'ya giden sanatçı onun tarafından Kral Louis XII'nin hizmetine alındı. Fransızlar Milano'dan çıkartıldıktan sonra ve Giuliano Medici'nin ricası üstüne Leonardo da Vinci Roma'ya  papa Lex'un yanına gitti (1513). Ama bir süre sonra İtalya'dan ayrılarak Fransa kralı François I'in hizmetine girdi; kral, Leonardo da Vinci'yi 1517'de Amboise yakınlarında Clos-Luce'ye  yerleştirdi ve sanatçı ölünceye kadar orada yaşadı.

İtalyan Rönesans'ını başlatan, heykeltraş, mimar, mühendis, matematikçi, yazar, müzisyen, kısacası eksiksiz bir sanatçı olan ve yorulmak nedir bilmeyen Leonardo da Vinci, Rönesans insanına egemen olan ve soluk kazandıran bilmek ve öğrenmek tutkusunu en aşırı sonuçlarına kadar vardırdı. Perspektif konusuyla da ilgilendi; aynı görüntü ya da nesneye bir ressam, bir doğa bilimci, bir fizikçi ve bir ozan gibi bakabilme yeteneğine sahipti; düşüncelerini not defterine aktarması ve bunları sanki bir teorem ispatlar gibi desenler ve krokilerle (kasların incelenmesi, kafatasının açımlanması, kayaçların yapısı) desteklemesi de bu tutumu kanıtlar. İleri sürmüş olduğu ve geliştirdiği daha sonraki bilimsel çalışmalarla da doğrulanmış olan çok sayıda varsayımdan başka  en gözüpekçe icatları arasında kuşların uçuşlarını inceleyerek tasarladığı "uçan makine" vardır; onun bu konudaki gözlem ve düşüncelerinden ulaştığı bazı ilkeler, havacılık alanında benimsenmiştir.

Böyle bir dahi için resim tek amaç olamazdı; bununla birlikte Leonardo da Vinci, sanatsal yaratı çerçevesi içinde resme öbür sanatlara oranla üstünlük tanıdı; ona göre resim en yetkin yaratıcı eylem, bütün bilgileri ve hemen hemen her türlü tekniği gerektiren etkinlikti. Resim sanatı Leonardo da Vinci'nin elinde, doğanın ve insanların gizlediği sırları görünebilir bir özle aktarabilen bir anlatım biçimi haline geldi. Üstelik tabloya peyzajı getirmek istedi ve böylece bir bütün olarak gördüğü en küçük bir ayrıntıyı yalıttı. Kayalıklar Bakiresi, Tebşir, Mona Lisa gibi yapıtlarında peyzaja böyle bir anlayış içinde yer verdi.

Gölge ışık oyunlarını kullanmada rakip tanımayan Leonardo da Vinci, sfumato tekniğini (hafif gölgeli ince ayrıntılı teknik) geliştirdi ve bu sayede konturları, plastik kütleyi, son derece anlatımsal olan yeni bir lirik gerçekçilik içine kattı.

Leonardo da Vinci'ye göre sfumato tekniği varlıklarla peyzajı birleştirmekle kalmayıp bunların evrensel yaratıma katılmasını ve duyusal ile zihinsel olanın en iyi biçimde birleşmesini sağlıyordu. Bütün bu düşüncelerinin gerektirdiklerinden dolayı ve oldukça ağır çalıştığı tuvallerine sürekli rotüş yaptığı ya da bunları uzun süre yarım bıraktığı için, Leonardo da Vinci, çok sayıda yapıt verememiştir. Çalışmalarında yöntemli bir düşünce  biçimine sahip olduğu, not defterlerinden de çalışmalarının yoğunluğu ve ne derece çeşitlilik gösterdiği anlaşılır.


ÇEŞİTLİ ALANLARA YÖNELİK YAPITLAR

Leonardo da Vinci'nin resim alanında gerçekleştirmiş olduğu yapıtlar arasında Lucrezia Crivelli'nin portresi, Gioconda olarak da adlandırılan Mona Lisa, Tebşir, Azize Anna, Kayalıklar Bakiresi, Bachuus, Leda, Son Akşam Yemeği (Cena), Kendi Portresi, Kahin Kralların Tapınması, Ginevra di Benci'nin portresi, İsabella d'Este'nin portresi sayılabilir.

Heykelcilik alanında adını Francesco Sforza'nın sonradan ortadan kalkan alçıdan bir modelini yapmış olduğu anıtsal mezarıyla duyuran sanatçıya Beatrice d'Este'nin de bir büstü mal edilir.

Bunun dışında kartonları (resim taslakları), tablolarının etütleri, desenler, renksiz resimler, karikatürleri vardır.

Müzik alanında Leonardo da Vinci'nin bir lavta icat ettiği bilinir; ayrıca Trattato della Pittura (Resim Üstüne İnceleme) adlı bir de kitabı vardır; sanatçı desenlerle desteklediği bu çalışmasında, resim sanatının kuramsal ilkelerini ele alıp incelenmiştir.

Hosted by www.Geocities.ws

1