ANA SAYFA
Okulumuz
Devrekani
Yöneticilerimiz
Öğretmenlerimiz
Personelimiz
Öğrencilerimiz
Etkinliklerimiz
Başarılarımız
Duyurular
İletişim
İL İSİMLERİ
ONU SATMAK
(KASTAMONU)
ESİR YAK (KAYSERİ)
OCAK İLE (KOCAELİ)
AMA YANDI
(ADIYAMAN)
KAN ARA (ANKARA)
KİLER KARALI (KIRKLARELİ)
AY AY KÜT
(KÜTAHYA)
YANDI (AYDIN)
AT YALAN
(ANTALYA)
ANA AD (ADANA)
DELİ NİZ (DENİZLİ)
BUL İS TAN
(İSTANBUL)
|
|
Mürekkep Değerli Midir?
Birgün Temel’in oğlu Temel’e sorar:
-Babacığım mürekkep değerli midir?
Temel ,
-Niye sordun oğlum?Oldukça değeri azdır.
Oğlu:
-Oh, sağol babacığım,rahatladım!
-Niye?
-Az önce ananemin halısına mürekkep döktüm de.,
|
AMERİKAN FİLMLERİNDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
* Herkes bir uçağı indirebilir. Bunun için kontrol
kulesinden birinin size direktif vermesi yeterli.
* Tüm yatakların özel L şeklinde yatak örtüleri vardır.
Bu örtüler kadın oyuncunun kol altı hizasına gelirken,
nedense kadının yanında yatan erkeğin sadece beline
kadar olan kısmı örter.
* Binaların havalandırma sistemleri her zaman için en
iyi saklanma yerleridir. Kimsenin aklına sizi orada
aramak gelmez ve bu tünelleri kullanarak binanın
istediğiniz yerine ulaşabilirsiniz.
* Ruj dudaklara bir kere sürülmeye görsün; ne yaparsanız
yapın, hatta tüple denize bile dalın, çıkmaz.
* Televizyonda haberlerde, hep de sizin hayatınızı
direkt olarak etkileyen bir haber vardır.
* Ortaçağ köylülerinin dişleri hep mükemmeldir,
tertemiz, beyaz ve düzgün.
* Gireceğiniz binanın dışında park yeri bulamadığınız
asla olmaz.
* Bir polisin bir olayı çözebilmesi için görevden
uzaklaştırılması gerekir.
* Tüm polis soruşturmalarında nedense bir strip kulübüne
gitmek gerekir.
* Uğursuz bir evin sessiz karanlığında nerden geldiği
anlaşılmayan birtakım gürültüler duyan kadınlar hep en
seksi iç çamaşırları içersindedirler.
* Eğer kendinizi Alman bir polis memuru olarak yutturmak
isterseniz; Alman aksanınız olması yeterlidir, yoksa
Almanca bilmenize gerek yok.
* Eyfel Kulesi Paris'teki her evin penceresinden
görünür.
* Eğer sevdiğiniz ve sizi bekleyen kadının fotoğrafını
yanınızdakine göstermiyorsanız, herhangi bir savaşta
ölmeniz çok olası değildir.
* Taksiciye parayı verirken asla cüzdanınıza bakmanıza
gerek yoktur. Bir banknot çeker ve verirsiniz. Tesadüf
bu ya hep de tutarı neyse verdiğiniz banknot bundan bir
kuruş eksik ya da fazla olmaz.
|
SİNYAL
Temel arabasıyla kavşakta dönüp duruyormuş. Uzaktan durumu
merak eden polis yanına gelip Temel' i durdurarak sormuş:
-Kardeşim yarım saatten beri kavşakta ne diye dönüp
duruyorsun?
Temel utana sıkıla cevaplamış:
-Haçan sol sinyal takili kaldi da...
ELTİMGİLE GİDİYORUM
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş,
ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara
uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik egitimi vermeye
çalışıyormuş.
O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla,
kırmızı yanarken karşıya geçiyor. Hemen seslenmiş :
-Hanım, hanım! Nereye?
Kadın dönüp :
-Viy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom.
HAŞARE İLACI
-Temel bir gün bol miktarda haşere ilacı içer... Koma
halinde hastaneye kaldırılır.
-Komadan çıkınca doktor:
-Zorun neydi o kadar ilacı içtin...?
-Temel heyecanla inleyerek; ben şöförüm yolda bir tabela
gördüm.
-İçinizdeki trafik canavarını oldurun yazayı....
-Bende oyle ettum..
BAŞKASINI ALDIM
Temel bir gün kahvede otururken, Dursun koşa koşa yanına
gelmiş:
-Temel arabanı çaliylar.
Temel hemen dışarıya fırlamış. Döndüğünde Dursun sormuş:
- Ne oldi? Yakalayabildun mi?
Temel:
-Yakalayamadum ama plakasini aldim.
KAYSERİ'Lİ
Taksinin yokuşta frenleri patlamış, müthiş bir hızla aşağı
iniyor. Kayseri'li müşteri bağırmış:
-Durdur şu arabayı.
Şoför panik içinde haykırmış:
-Durduramıyorum!..
-O zaman taksimetreyi durdur hiç değilse.
TASARRUF
Temel'in oğlu kan ter içinde koşarak eve gelir.
-Uy buba tam yüz bin lira tasarruf ettum, otobüse binmeyip
yanında koştum.
Temel biraz kızgın;
-Ula oğlum ha biraz daha akilli olsaydun da taksinin
yanunda koşsaydın ya. Daha çok kazanirdun.
PAZAR YERİ
Temel kamyonuyla yokuş aşağı inerken kamyonun frenleri
patlamış. Ya yoldaki küçük çocuğa çarpacak ya da
durabilmek için ya sağ taraftaki kalabalık pazar yerine
girecek. Temel çaresiz çocuğa çarpmayı tercih eder ve
arabayı çocuğun üstüne sürer... Mahkemede hakim Temel 'e
sorar:
-Nasıl oldu da bu kadar kişinin ölmesine sebep oldun?
-Aslında her şey çocuğun pazar yerine doğru kaçmasıyla
başladı.
TERS YOL
Temel İngiltere'ye gidince bir araba almış ve arabasıyla
eve giderken radyo dinliyormuş. Radyo yayını bir haber
için kesilmiş. Spiker:
-Tüm sürücüler dikkat! Ana yolda yanlış yönden giden bir
araç dehşet saçıyor.
Temel direksiyonu sağa sola çevirmekten bitkin bir halde
bağırmış:
-Ne biru, hepisu hepisu.
GENERAL MOTORS
İki er bir gün yolda gidiyormuş karşıdan bir kamyon
gelirken erlerden biri selam durmuş kamyon geçtikten sonra
diğeri sormuş:
-Niye selam verdin?
-Görmedin mi kamyonun önünde GENERAL MOTORS yazıyordu.
MEMLEKET HAVASI
Arabasıyla Almanya'ya giden Dursun, arkadaşı Temel'i
lastiğinin havasını indirirken yakalar:
-Ne yapaysun uşağum?
Temel oldukça duygusal bir modda cevap verir:
-Biraz memleket havasi koklayalum dedik da!
|
|
DOĞUM GÜNÜ
Görevli memur iş için başvuruda bulunan Temel'in formunu
doldururken sorar:
- Doğum gününüz?
- 3 Ağustos...
diye yanıtlar Temel. Görevli bunun üzerine:
- Hangi yıl?
diye sorunca Temel direk yanıtlar soruyu:
- Her yıl...
PARA ÜSTÜ
Adamın biri kafeye gelir ve bir kola içer. Garson hesabı
almaya geldiğinde fiyatı sorar. Kola fiyatının 260.000
lira olduğunu öğrenir ve yirmi altı tane on bin liralık
demir parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken,
bir vuruşta hepsini yere saçar. Birşey diyemeyen garson
içinden söylene söylene paraları toplamaya başlar. Ertesi
gün aynı adam, aynı garsondan bir kola ister. Hesabı
öderken aynı şekilde yirmi altı tane on bin liralık demir
parayı üstüste dizer. Garson tam parayı alacakken, yüne
bir vuruşta hepsini yere saçar. Garson çok sinirlenir
fakat birşey diyemez ve paraları toplamaya başlar. Bir
sonraki gün aynı adam aynı kafeye tekrar gelir ve yine bir
kola içer. Fiyatı sorar garsona. Neler olacağını bilen
garson bezgin bir şekilde:
- 260.000 TL.
diye cevap verir. O da ne?.. Adam cebinden bir beşyüz
binlik çıkarıp uzatır garsona. Garson büyük bir keyifle
yirmi dört tane on binliği üstüste dizer ve tam adam
alacakken öncekilerden çok daha kuvvetli bir vuruşla
paraları kafenin içine saçar. Adam hiç istifini bozmaz.
Cebinden iki tane daha on binlik çıkarıp atar diğer
paraların arasına:
- Boşver... Bir kola daha ver bana
GERİ VİTES
Temel bir BMW almış. Arabasıyla Trabzon'a gidip hava atmak
istemiş. İstanbul'dan yola çıkmadan önce Trabzon'a telefon
açmış ve "Ben yarın sabah yola çıkıyorum beni karşılayın"
demiş. 6 saatte Trabzon'a varmış. Orada bir kaç gün
takıldıktan sonra İstanbul'a dönmeye karar vermiş.
İstanbul'a telefon açmış ve "Ben sabah yola çıkıyorum akşama
doğru oradayım" demiş. İstanbul'dakiler beklemeye
başlamışlar. Akşam olmuş Temel yok. Gece olmuş yok, Sabah
olmuş yok, Derken ertesi akşam bitkin bir halde Temel
görünmüş. Merakla sormuşlar:
- Giderken 6 saatte gittin de dönüşün niye böyle uzun sürdü?
- Hep şu Alaman gavuru yüzünden. Arabaya beş ileri, bir geri
vites koymuşlar!.
ÇİFT KATLI OTOBÜS
Temel'le Dursun iki katlı otobüsle Trabzon'a gidiyormuş.
Sigara içmeyen Temel üst kattan, içen Dursun da alt kattan
bilet almış. Yolda canı sıkılan Temel cep telefonuyla alt
kattaki Dursun' u aramış.
-Ula Dursun aşağıda havalar nasıl?
Dursun:
-Bizim şoför şekerleme yapayi, otobüs de sağa sola
yalpalayip durayi.
Temel de yukarıyı özetlemiş:
-O da bir şey mi hemşo, burada şoför bile yok. Otobüs çendi
çendine cideyi..
AZİM
İskoçun biri yolda giderken bir nal bulur ve sevinç içinde
şöyle der:
- Geriye kaldı üç nal, bi at!.
|
BİRAZ DOĞRU, BİRAZ
ESPİRİLİ
**Sınıfta
önde oturan atar uyur,ortada oturan bakar uyur,arkada
oturan yatar uyur.
**Ayağını sırana,tatilini
notlarına göre uzat
**Okulun sesi uzaktan hoş
gelir
**Okul kale gibidir.dışardakiler
oraya girmek için içerdekiler çıkmak için uğraşır
dururlar.
**Faziletli öğretmen
öğrencinin başında bir taçtır.Onu takdir etmeyen öğrenci
ahmaktır.
**Gelen öğretmen,gideni
aratır.
**Öğrencisini etkilemeden
öğretmeye kalkanlar,soğuk demiri boş yere döverler
**Gökten yağmur yerine not
yağsa bunu toplayacak testi yine çalışkan öğrencilerde
olur.
**Hocanın vurduğu yerden
not biter
**Zayıfsız karne çocuksuz
eve benzer
**Ben 5'e 5 demem "5"
benim olmadıkça
**Kopya konuşmaya başlarsa
"0" ve "1"ler çenesini kapatır.
**Sakla
kopyayı gelir zamanı
**Küçük
notlar,çalışamadığımız yazılılarda hatırlamak içindir.
**Bana yazılıda yardımcı
olanın değil 40 istediği yıl kölesi olurum.
**Kopya çekmenin yaşı ve
efendiliği yoktur.
**Kopyasız öğrenci susuz
ağaca benzer.
**Sözlü gümüşse,yazılı
altındır.
**Acele kopyaya hoca
karışır.
**Üzüm üzüme baka baka
kararır,öğrenci sınıfta çaka çaka yıllanır.
**Su testisi su yoluda,öğrenci
okul yolunda kırılır.
**Damlaya damlaya göl,kopyeler
birike birike kitap olur.
**Çekersen iyi,çekmezsen
zayıf alırsın.
**Nottan ağzı
yanan,kopyayı dikkatli çeker.
**Öğrenciler okulun
gülüdür.
**Öğretmenin iyisi yazılı
soruları ve sözlü notlarından belli olur.
**Kopyasız yazılı tuzsuz
çorba gibidir.
**Geceden hazırlığını
yapmayan öğrenci,sınavdan zayıf almaya mahkumdur.
**Öğretmenler,böyle
giderse,yeni nesil sizi boğacaktır!
**Öğrencinin en iyi
arkadaşı kopyadır.
**Muhtaç olduğumuz kopya,öğrtmenlerin
asla tespit edemeyecekleri mekanlarda mevcuttur.
**Çok not verme arsız,az
not verme kopyacı edersin.
**Bana öğretmenini
söyle,sana kaç alacağını söyleyeyim.
**Yarım hekim candan,yarım
kopya "5"den eder.
**Anlayana mesele
yok,anlamayana 1 bile çok.
**İyi kopye vezir,kötü
kopya rezil eder.
**Sözlü ve zayıf geliyorum
demez.
**Fazla söz yalansız,fazla
not yardımsız olur mu?
|
[email protected]
Tel : 0366 638 23 20
Fax: 0366 638 23 20
Halit ÖZDEN ©2005 Kastamonu, TÜRKİYE
|
Defteri Oku
Deftere Yaz |