BİZANS SANATI


Bizans uygarlığı, İustinianos döneminde (527-565), Yunan-Roma, Doğu (İran, Suriye, Anadolu) ve barbar sanatlarının kaynaştığı parlak bir sanat yaratmıştır. Gösterişliliği, aşırı süsleri, çok renkliliği ve simgeciliğiyle bir yandan kilise'nin gücünü, bir yandan da imparatorları yücelten bu sanat, uzun süre Ortaçağ hristiyanlık dünyasını etkilemiş ve ilk ikona örneklerinin doğmasına yol açmıştır. Bizans sanatının gelişmesinde üç önemli dönem ayırt edilir. İustinianos zamanında başlayan birinci dönem, VII. ve VIII. yy'larda müslümanlara karşı sürdürülen savaş nedeniyle duraklamıştır; Makedonyalılar (867-1057) ve Kommenoslar (1081-1185) zamanındaki ikinci gelişme döneminde, Bizans sanatı özellikle Akdeniz havzasındaki ülkelere (özellikle de Sicilya'ya), hristiyanlığı yeni benimsemiş İslav ülkelerine (Kiev ve Vladimir) ve Kafkasya'ya kadar yayılmıştır; Palaiologoslar zamanındaki üçüncü dönemdeyse, özellikle resim alanında büyük gelişmeler göstererek, Balkan ülkelerinden ayrılmıştır.


MİMARLIK

En belirgin özelliği kubbe olan Bizans mimarlığında Doğu, Yunan ve Roma etkileri kaynaşmıştır (uzmanlar bu etkilerden birinin diğerine ağır bastığı görüşünü benimsemezler). Ama etkiler ne olursa olsun yeni bizans kiliseleri, IV-V. yy'larda Anadolu'da ve Suriye'de gelişmiş olan, karmaşık özellikler içeren eski hristiyan mimarlığının bir sonucuydu. Söz konusu bölgelerde eski kubbe biçimlerine (İranlılardan alınan tonoz bingi üstüne kubbe) ve çeşitli yapı planlarına rastlanır. Bizans mimarlığı da bu planları benimsemiştir: Merkez plan ve değişik biçimleri, İstanbul'daki küçük Ayasofya Kilisesi (Aya Sergios ve Bakkhos Kilisesi) ile Ravenna'daki San Vitale Kilisesiinin sekizgen planları; din şehitleri Kiliselerinde ve vaftiz yerlerinde dairesel plan (Selanik'teki Aya Yorgi ile Aya Karpos ve Papiros); haç biçiminde plan (bu plana göre yapılan anıtlar günümüze kalmamıştır; ama Venedik'teki San Marco'nun planı bunun bir benzeridir); tek sahınlı bazilika planı (Efes'teki Teslis Kilisesi) ya da üç sahını ve yarım kubbe biçiminde bir (ya da üç) absidi olan bazilika planı (Selanik'teki Aya Demetrios ve Girit'te Aya Titos).

İustinianos döneminde hıristiyan dünyasında yaygın olan bazilika tipi, sahının üstüne boylamasına birçok kubbe yerleştirilerek değişikliğe uğratıldı. Yanmış olan Theodosius bazilikasını (Ayasofya) İmparator İustinianos'un buyruğuyla 532-537 arasında yeniden yapan Ayasofya'nın mimarları Tralleisli Antheminos ile Miletoslu İsidoros da bu değişikliği benimsediler: Değişik planları kaynaştırarak 31m çapında ve 54m yüksekliğinde büyük bir kubbe yapmayı sağlayacak bir teknik geliştirdiler ve kubbeyi iki yarım, dört küçük kubbeyle desteklediler.

Yapıların dışında görülmeyen mimarlık süslemeleri, yapı içlerinde görkemli bir görünüm kazandı. Heykelcilik, kabartmalar biçiminde gerçekleşirken, çeşitli süsleme motifleri de işlemeciliği çağrıştırıyordu, kabartmalara özellikle sütun başlıklarında ve kornişlerde yer veriliyordu. Bizans sanatında özellikle renk öğesi ağır basmakta, sanatçılar geliştirdikleri mozaik sanatında bu öğeden büyük ölçüde yararlanmaktaydılar. kubbelerin iç duvarlarında ve tonozlarda çeşitli olayları anlatan büyük kompozisyonlar yer alıyor, bu tekniğin esneklikten yoksun olması, bizans üslubunun özelliklerini belirginleştirmeye yarıyordu: figürlerin cılız, kaskatı ve donmuş gibi görünmeleri ve her türlü bireysel anlatımdan yoksun olmaları.

Bizans sanatının gerçekle hiçbir bağlantısı yoktur, tek anlatım yolu da simgeciliktir. Özgünlüğü, ikonografisini düzenleyen dinsel öğretilerden kaynaklanır: bizans sanatında dinsel konular önemli yer tutar, üstelik birkaç tekdüze öğe ile sınırlandırılmışlardır. VIII.yy'dan önce yapılmış olan mozaiklerin büyük bölümü ikona kırıcılar tarafından yok edilmiştir. Günümüze kalan Bizans mozaiklerinin en güzel örnekleri, İstanbul'da (Ayasofya'da, Kariye ve Fethiye camilerinde) ve Ravenna'da (San Vitale ve Sant' Apolinare kiliselerinde) yer almaktadır.

Bizans mimarlığındaki süsleme öğeleri, Akdeniz havzasındaki tapınaklara, Norman fetihlerinden sonra özellikle de Sicilya'ya yayılmıştır. Fresklerde, XII. yy'dan sonra mozaiklere özgü konuların yeraldığı görülür. Bizans freskleri, XIV.-XVI. yy'larda Balkan ülkelerine ve Rusya'da yayılmıştır.


HEYKELCİLİK

Bizans heykel sanatı, özellikle fildişi işlemeciliğiyle gelişmiştir. Bu alanda Bizans heykelcileri helen geleneğinin dolaysız sürdürücüleri sayılırlar. Başlıca konular, Yunan mitolojisinden, hristiyanlık tarihinden alınmıştır.


bkz İtalyan Sanatı bkz. Karolenj Sanatı

Hosted by www.Geocities.ws

1